used to introduce a contrasting idea or fact
This phrase is used to introduce a different or opposing viewpoint, fact, or idea to the one that has just been mentioned. It highlights a different perspective or consideration in a discussion or argument.
On the other hand, the committee members have an emergency meeting.
Öte yandan, komite üyelerinin acil bir toplantısı var.
On the other hand, Freeze teams are a blast to play with.
Öte yandan, Freeze takımlarıyla oynamak harika.
Her mind, on the other hand, was a very different story.
Aklı, diğer yandan, çok farklı bir hikayeydi.
Oat groats on the other hand are very easy to store.
Yulaf kabuğu çıkarılmış tane ise saklamak çok kolaydır.
On the other hand, I do not trust most other people to get that.
Öte yandan, diğer insanların çoğuna bunu alacağına güvenmiyorum.
On the other hand, the assassins finally managed to find Guan Huai.
Öte yandan suikastçılar sonunda Guan Huai'yi bulmayı başardılar.
On the other hand, Sal remains on the island, too attached to her beliefs.
Öte yandan, Sal adada kalıyor, inançlarına fazla bağlı.
On the other hand, there were countless straight people.
Öte yandan, sayısız heteroseksüel insan vardı.
On the other hand, it did not seem very much to get for a horse.
Öte yandan, bir at için elde edilecek pek bir şey görünmüyordu.
TALIESIN: No. There is, on the other hand, fine comedy about to happen.
TALIESIN: Hayır. Öte yandan, gerçekleşmek üzere güzel bir komedi var.
On the other hand, how could he possibly look away?
Öte yandan, nasıl uzağa bakabilir ki?
On the other hand, that would make sense, though, wouldn’t it?
Öte yandan, bu mantıklı olurdu, değil mi?
on the other hand Biowit was barely able to create a shield to protect Lilian.
Öte yandan Biowit, Lilian'ı korumak için zar zor bir kalkan oluşturabildi.
On the other hand, the transformed version always stores to count.
Öte yandan, dönüştürülmüş versiyon her zaman saymak için depolar.
On the other hand, when you graph it, you see, it doesn't really hold up.
Öte yandan, grafiğini çizdiğinizde, görüyorsunuz, gerçekten dayanmıyor.
Tehran, on the other hand, has denied any involvement in the new incident.
Tahran, diğer taraftan, yeni olaya karıştığını reddetti.
Bill, on the other hand, was having a wonderful time.
Bill, diğer yandan, harika zaman geçiriyordu.
Intimidate on the other hand is rarely useful.
Öte yandan korkutmak nadiren yararlıdır.
The readers of the SCP Wiki, on the other hand, are a smaller part of SCP-001.
SCP Wiki'nin okuyucuları ise SCP-001'in daha küçük bir parçasıdır.