Over a long period of time; eventually
This phrase refers to the ultimate result or outcome of something after a significant amount of time has passed, emphasizing the long-term consequences or effects rather than immediate ones.
Now, this is going to make sense in the long run.
Şimdi, bu uzun vadede mantıklı olacak.
I think that you'll go further and faster in the long run.
Uzun vadede daha ileri ve daha hızlı gideceğinizi düşünüyorum.
Bounty is actually cheaper in the long run, per sheet.
Bounty aslında uzun vadede sayfa başına daha ucuzdur.
And I think the US is going to win in the long run.
Ve ABD'nin uzun vadede kazanacağını düşünüyorum.
But in the long run, I figure I'm still way ahead.
Ama uzun vadede, Hala çok ileride olduğumu düşünüyorum.
Makes things easier in the long run.
Uzun vadede işleri kolaylaştırır.
Which might, just might, save that physical damage in the long run.
Bu, uzun vadede fiziksel hasarı kurtarabilir.
And when has a policy of ignorance ever been beneficial in the long run?
Ve bir cehalet politikası uzun vadede ne zaman faydalı oldu?
Truthfully, it was just exhausting in the long run.
Doğrusu, uzun vadede yorucuydu.
If it doesn't work out in the long run, we'll just scrap it.
Uzun vadede işe yaramazsa, sadece çöpe atacağız.
You know that in the long run, you're gonna win.
Uzun vadede kazanacağını biliyorsun.
They're getting an asset in the long run.
Uzun vadede bir varlık elde ediyorlar.
However, its timing has been its disadvantage in the long run.
Ancak, zamanlaması uzun vadede dezavantajı olmuştur.
Well that's not gonna do us any good in the long run.
Uzun vadede bunun bize hiçbir faydası olmayacak.
No, because I think it actually hurts everybody in the long run.
Hayır, çünkü bence uzun vadede herkese zarar veriyor.
Does winning the lottery actually make people happier in the long run?
Piyangoyu kazanmak gerçekten uzun vadede insanları daha mutlu ediyor mu?