used to add information or correct something
This phrase introduces additional information, often surprising or contrasting, or corrects a previous statement, emphasizing truth and accuracy.
As a matter of fact, he never even accepted a call coming in from Fred.
İşin doğrusu, Fred'den gelen bir çağrıyı hiç kabul etmedi bile.
As a matter of fact guys, we go the extra mile with every one of our programs.
İşin doğrusu beyler, programlarımızın her birinde fazladan yol kat ediyoruz.
As a matter of fact, when you try to crunch things get in the way.
İşin doğrusu, çözmeye çalıştığınızda işler yolunuza çıkıyor.
As a matter of fact, pointed at me a few times.
İşin doğrusu, birkaç kez bana işaret etti.
My mom is in Ghana right now, as a matter of fact.
Annem şu anda Gana"da, aslında.
As a matter of fact, it's gonna get me upset.
Aslına bakarsan, bu beni üzecek.
As a matter of fact, I'm certain of that.
Aslına bakarsanız, bundan eminim.
Yes. Yes. As a matter of fact, I could even show you a little clip if you want.
Evet. Evet. Aslına bakarsan, istersen sana küçük bir klip bile gösterebilirim.
As a matter of fact, why don't you let me take you out this weekend?
Aslına bakarsan, neden bu hafta sonu seni dışarı çıkarmama izin vermiyorsun?
As a matter of fact, this is how it is solved.
İşin doğrusu, bu şekilde çözülür.
As a matter of fact, he was the best man that God had to offer.
Aslında, Tanrı"nın sunduğu en iyi adamdı.
As a matter of fact, that's a critical success so you heal him for four D8.
İşin doğrusu, bu kritik bir başarı, bu yüzden onu dört D8 için iyileştiriyorsun.
As a matter of fact, if you do one thing, make sure you do train your obliques.
İşin doğrusu, bir şey yaparsanız, eğiklerinizi eğittiğinizden emin olun.
As a matter of fact, as of January 2018, it had been used on 245 missions.
Nitekim Ocak 2018 itibariyle 245 görevde kullanılmıştı.
As a matter of fact, most people never even feel symptoms of gluten toxicity.
Aslında, çoğu insan asla glüten toksisitesi belirtileri hissetmez.