Opening in your face used for eating, speaking, and breathing.
The mouth is the opening on the face of humans and many animals that is used for eating, speaking, and breathing. It contains the teeth, tongue, and salivary glands, which aid in these functions.
Take a deep breath in through the nose and exhale out through the mouth.
Burundan derin bir nefes alın ve ağızdan nefes verin.
Exhale out through the mouth with sound.
Ağızdan sesle nefes verin.
When I get up in the morning, first thing, mouth is gross.
Sabah kalktığımda, ilk şey ağzım iğrenç.
Oh it's got a happy and a sad mouth now.
Ah şimdi mutlu ve üzgün bir ağzı var.
She closes her eyes and opens her mouth and he feels himself doing the same.
Gözlerini kapatır ve ağzını açar ve aynı şeyi yaptığını hissediyor.
She scoops two fingers through the goop and sticks it in her mouth.
İki parmağını kabuğun içinden geçirir ve ağzına sokar.
LIAM: So you couldn't see through the mouth, it was just a dark maw.
LIAM: Yani ağzından göremiyordun, sadece karanlık bir kafaydı.
Out through the mouth. Shake the head a little.
Ağızdan dışarı. Kafayı biraz sallayın.
And exhale out through the mouth.
Ve ağızdan nefes verin.
♪ ♪ - Have you ever tried to completely stuff your mouth with food?
♪ ♪ - Hiç ağzınızı tamamen yiyecekle doldurmayı denediniz mi?
And exhale, drop it out, breathe out through your mouth.
Ve nefes ver, bırak, ağzından nefes al.
Put it in your mouth and get off my stage.
Ağzına koy ve sahnemden çık.
And empty it out through the mouth, exhale.
Ve ağzından boşaltın, nefes verin.
The final reason to slow down is to allow more time for your mouth to keep up.
Yavaşlamanın son nedeni, ağzınızın ayak uydurması için daha fazla zaman tanımaktır.
They want that thin, thin slice that just melts in your mouth.
Ağzınızda eriyen o ince, ince dilimi istiyorlar.
And then exhale out through the mouth.
Ve sonra ağızdan nefes verin.
Inhale in here, and exhale out through the mouth.
Buraya nefes al ve ağzından nefes ver.
I don't have one yet. Let's do it. -I have a mouth though.
Henüz bir tane bulamadım. Hadi yapalım. -Yine de ağzım var.
Take a deep breath in through the nostrils and exhale out through the mouth .
Burun deliklerinden derin bir nefes alın ve ağızdan nefes verin.
There's a ribbon in my mouth for your, you know what I'm saying?
Ağzımda senin için bir kurdele var, ne dediğimi anlıyor musun?
But of course, there are instances in which you want to engage mouth breathing.
Ama elbette, ağızdan nefes almak istediğiniz durumlar vardır.
My mouth eventually betrays what I'm really like inside.
Ağzım sonunda içimde gerçekte nasıl olduğuma ihanet ediyor.
Inhaling in, and exhaling maybe out through the mouth.
Nefes almak ve nefes vermek belki ağızdan dışarı.
To form words with your mouth without speaking aloud.
Mouthing is the act of forming words with your lips and tongue as if you are speaking, but without making any sound. It is often used to communicate silently or to practice speaking without being heard.
So words come out of our mouth, but we don't think the words in our head first.
Yani sözler ağzımızdan çıkıyor, ama önce kafamızdaki kelimeleri düşünmüyoruz.